İLÇENİN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Orta
Karadeniz ile Doğu Karadeniz'in kesiştikleri noktada
bulunan Ünye gerek iklim gerek coğrafî özellikleri
yanı sıra mimaride de tipik Doğu Karadeniz mimarisini
başlangıç noktası sayılabilir.
Yine bir Ünyeli olarak öğünerek belirtmek
gerekir ki Batı Karadeniz'in bir Safranbolu'sunu
aratmayacak derecede Türk mimarisinin zengin
örneklerini; ilçemizde görebiliriz. Türkiye'nin her
köşesinde olduğu gibi çağın getirdiği çarpık
şehirleşme ve eski tarihi binaların yıkılmasına
rağmen yine de bu devrin insani olarak Türk mimarisinin
tipik örneklerini görme çansına sahibiz.
Ünye'nin mimari özelliklerini incelemeden
önce eski sosyal yapısını incelersek, devrinin en yüksek
kültürüne haiz bir yerleşim merkezi olduğu göze
çarpar. Mesela yurdumuzun hiçbir yöresinde bir kadılar
sokağı bulunmaz ve bugün bile bu sokağa girdiğin
zamanlı yüzyıl Öncesinin yaşantısını görmüş
gibi oluruz.
Geçmiş devirlerde çeşitli kültürlerin
etkisinde olmasına rağmen Türkler kendi mimari yapılarını
korumuşlardır. Bilindiği gibi Türk mimarisinin en
büyük özelliklerinden bir tanesi mahrumiyet unsurunu
ve bağımsızlıklarını yaşadıkları mekanda da
hissettirmiştir.
Bir Ege’nin ve güneyin yüksek duvarlı
bitişik yapılarına zıt olarak burada bahçe unsuruna
önem vermişler, hareket serbestliklerini ve
mahrumiyetlerinin yollardan 8-10 m içeri çekerek ve
cümle kapılarını yollardan gizleyerek
yapmışlardır.
Yukarıda belirttiğimiz gibi bahçe unsuru
Karadeniz’in doğal yapısına uygun olarak on plana çıkmış
çeşitli ağaçlar çiçeklerle süslenmiştir. Bu aynı
zamanda aile mahrumiyetini de sağlamak amacı güdülmüştür.
Fakat duvarlar hiçbir zaman 150 cm açmamıştır.
Bahçe giriş kapısı taş işçiliğinin, nadide
örneklerini vermeye özen göstermişlerdir. Ve insan
kapıdan girerken bir bahçeden ziyade özel bir makama
girdiğini hissetmektedir. Bahçe kapısında cümle kapısına
kadar Ünye'nin meşhur kırmızı-beyaz 10 cm
kalınlığında 50x50 veya 1x50genişliginde taşlarla döşenmiştir.
Yapı tekniği olarak taş ve ahşap kullanılmıştır.
Son yüzyıl hariç tuğla kesinlikle
kullanılmamıştır. Arazi genelde mehilli olduğu için
bodrum kat (giriş kati) taş olarak yapılmış ve
diğer katlar ahşap olarak inşa edilmiştir.
YAPIYI
ÜÇ KISIMDA İNCELEYEBİLİRİZ
Birinci bölümdeki bodrum kat sarnıç, çamaşırlık
ve odunluk olarak düzenlenir. Zemin kat mutfak, kiler,
yazlık ve kışlık yaşam odaları, üst katta ise
misafir kabul ev yatak odaları vardır.
Her evde mutlaka çatının suyunu toplayan
bir sarnıç bulunur. Eğer binaya bodrum kattan
giriliyor ise sarnıç binaya bitişik olarak cümle kapısının
hemen altında yapılır. Bu aynı zamanda teras vazifesi
görür. Cümle kapısının girişinde geniş bir sofa
vardır ve genelde, yine Ünye'nin kırmızı beyaz
taşlarıyla döşenmiş şu anda bilemediğimiz yöntemlerle
cilalanmış taşlık tabir edilen bir mekan bulunur.
MİMARİ
ÖZELLİKLERİMİZ
Yazın çok sıcak günlerde ana giriş
kapısı açılarak bahçe ile bütünleşir. Ve burada
sohbetler yapılır.
Binanın güney tarafından daima kıçlık
oda yerleştirilmiştir. Daha serin kuzey tarafı ise
yazlık odadır. En üst kata taçlıktan ahşap merdiven
ile bağlantılı olarak çıkılır. Hemen karşısında
geniş bir kabut merdiven ile bağlantılı olarak çıkılır.
Hemen karşısında geniş bir kabul salonu vardır. Bu
binanın büyüklüğüne göre 25 ve 40 m arasında
değişir ve mutlaka cumbalıdır. Pencere kenarlarına
ve cumba oda zemininde 40-50 en yükseklikte sedirler yapılmıştır.
Bu cumbalar üzenle döşenerek özel misafirleri ve aile
büyüklerinin oturduğu salonun en kıymetli köşesi
sayılmaktadır. İnce işçilik bina cephelerinde
hissedilmesine rağmen iş mekanda tavan süslemeciliği
özellikle kışlık oda ve mutfaklardaki ocak işçilikleri
taş ustalığının, nadide örneklerini
sergilemektedir.
Özetle şunu söylemek gerekir ki
ilçemizdeki tarihi Türk evlerini bahçe kapısı, taş
işçiliği halen bilemediğimiz yöntemlerle cilalanmış
taşlarıyla boyutları çok iyi hesaplanmış insanı
bunaltmayan odalarıyla halen görülmeye değer mimari
yapılardır.
Fakat bugün bu mimari özellikler yerini artık
teknolojinin getirmiş olduğu çarpık beton mimari
olmaktadır. İlçemizdeki eski mimari özellikleri taşıyan
eser1er ise korunma altında bulunmaktadır.
HAMAMLAR
Ünye’de bugün üç hamam mevcut ise de
faaliyet halinde bir hamam bulunmaktadır. Eskiden
hamamlarıyla da büyük özellik taşıyan Ünye, ne yazık
ki bugün bu özelliğini yitirmiş durumdadır. Ünye
eskiden Karadeniz'in değil, belki de Türkiye'nin en
önemli ve en işlek limanlarından biri durumundaydı.
Ünye'nin o zamanki yerli ve yabancı halkı genelde, geçim
kaynağı olarak gemicilikle uğraşmaktaydı. Niksar ve
ahalisine en yakın deniz iskelesinin Ünye'de olması,
buraya hareketli ve bereketli yıllar yaşatmıştı.
Gemicilerin sefer dönüşünde fener alaylar
düzenlenir, toplar atılır, helvalar kavrulur ve bir
bayram havası içerisinde "Derya Hamamı"
denen yer hazırlanırdı. Seferden dönen gemiciler
için özenle hazırlanan bu hamamlar da yıkananlar
ailelerine temiz bir şekilde kavuşurlardı.
Fakat bugün ne yazık ki gemicilik
mesleğinin yok olmasından dolayı, hamamlar da bu
özelliklerini tamamen kaybetmişlerdir. Eskiye bağlı
olarak kalan bazı özellikler ise, bayram arifelerinde
yaşanır ve görülür.
İlçemizdeki hamam bugün ihtiyaca cevap
veremeyecek durumdadır. Bu nedenle sabahtan öğleye
kadar erkeklere, öğleden sonra ise kadınlara hizmet
vermektedir...
|